Giriş
(4)

Senet imzaladım, vazgeçme hakkım var mı?

back to the future
Gönül dostları, canolar.. Sokakta kendi halimde yürürken broşür dağıtan bir gence yardım olsun diye verdiği broşürü almamla başladı her şey. Güzellik merkeziymiş, lazerde kampanya varmış, yeni teknik gelmiş falan. Yukarı çıkarsam komisyon alıcakmış. Gel sonra gidersin nolur dedi. Öf peki dedim, çıkt
Gönül dostları, canolar.. Sokakta kendi halimde yürürken broşür dağıtan bir gence yardım olsun diye verdiği broşürü almamla başladı her şey. Güzellik merkeziymiş, lazerde kampanya varmış, yeni teknik gelmiş falan. Yukarı çıkarsam komisyon alıcakmış. Gel sonra gidersin nolur dedi. Öf peki dedim, çıktım yukarı. Satış pazarlama hanımefendisi üzerime atladı tabi, hemen arkada bi odaya gittik. Anlattı anlattı falan, ben biraz hayır diyemeyen bi insanım, zaten buraya kadar o anlaşıldı. 2200 TL'lik pakedi bana sattı, üstüne de -nedense o anda sorgulamadığım biçimde- senet imzaladım 7 tane, taksitlere bölünmüş halde. Gidip geldikçe ödiycem yani. Güya. Neyse oradan çıkar çıkmaz pişman oldum. Bir de üzerine internette o yeri araştırdım, kötü yorumlar yapanlar var. Fiyat fahiş. İstemiyorum kısacası. O an yaşadığım akıl tutulmasına hiçbir mazeretim yok ama ben bu işten nasıl çıkarım? Sözleşme imzaladım bi de, iptal şartları kısmında şöyle yazıyor: "İş bu sözleşme imzalandığı tarihte yürürlüğe girecek olup hizmetlerden yararlanıp yararlanmadığına bakılmaksızın sözleşme imzalandığı tarihten itibaren yürürlükte kalacaktır. Taraflardan biri sözleşmenin sona ereceği tarihten önce feshederse diğer tarafa üyelik hizmetleri karşılığında belirlenen KDV dahil toplam taksitli hizmet bedelinin %20'si kadar tazminat ödemeyi taahhüt eder."

Lütfen bir akıl verin bana, oraya gidip iptal etmek istediğimi söylediğim anda çiğ çiğ yiyecekler beni. Haklarım nedir? %20 tazminat ödememe şansım var mı? Tüketici Mahkemesinin bu konuda emsal kararları olabilir mi? İmdat :(
0
back to the future
(06.10.15)
%20 ödeyeceksiniz her koşulda.. ancak dava açarsanız ve firmanın müşkül durumda olmadığını kanıtlayabilirseniz o zaman belki ödemezsiniz..bu yoruma da şuradan vardım, genelde eğitim kurumlarında oluyor böyle..öğrenci vazgeçiyor %20 koyuyorlar önüne.. mantıkda ben bu öğrenciyi alarak 10 kişilik sınıfımı doldurdum şimdi yeni öğrenci alamam sınıfa.. benim burada belli bir zararım oluyor falan fıstık..netten satmayı deneyin içinize sinmedi ise başkasının içine siner..yorumlamam bu kadar..
0
dedim dedim de kime dedim
(06.10.15)
avukat değilim öncelikle onu söyleyeyim..

bi iş arkadaşımın başına geleni anlatayım..

ondan da böyle bir şekilde 800 tl gibi bir şey aldılar, güzellik merkezi, tırnak düzeltmesi için titanyum mu neyse işte onu kullanmışlar da vs vs. "Bir anlık gafletime geldi, kredi kartından çektirdim.. Bu kadar yüksek fiyat olduğunu da tahmin etmemiştim" gibi bir şeyle şirkete geri gidip parasını istedi.

Tabii ki vermediler : ) Dava açtı.. Dava açacağını söyleyince hatta "Adaletin kestiği parmak acımaz" gibi de bir cevap aldı..

Avukata devretti işi.

Sonuç: Kazandı. Dava + avukat masrafları + 800TL faiziyle birlikte şirkete girdi.

Bu kıssadan alacağımız hisse önce gidip konuşun iptal etmeye çalışın.. Olmadı avukata danışın. (Bilmem sonucu ama bence geri alırsınız)
0
hayal bilgisi
(06.10.15)
Henüz hiç ödeme yapmadım. Benden de ilk önce kredi kartı istendi ama neyse ki öyle bi limitim olmadığı için bunun mümkün olmadığını söyledim. Bahsettiğiniz davanın ne kadar sürdüğünü hatırlıyor/biliyor musunuz?
0
🌸back to the future
(06.10.15)
8-9 ayı buldu neredeyse.
İlk dava açarken de avukat biraz sürebilir demişti.

Sizde en azından ödeme yapmamışsınız, eğer dava açarsanız o süre zarfında da ödeme yapmanıza gerek kalmaz herhalde.
0
hayal bilgisi
(06.10.15)
(3)

klavye ve süt

back to the future
dün gece laptop'ın klavyesine dökülen süt yüzünden "e" tuşu artık basmıyor. yani ben basıyorum ama "e" çıkmıyor (copy paste yaparak yazıyorum şu an) bir hal çaresi var mıdır bunun a dostlar? çok bedbahtım.
dün gece laptop'ın klavyesine dökülen süt yüzünden "e" tuşu artık basmıyor. yani ben basıyorum ama "e" çıkmıyor (copy paste yaparak yazıyorum şu an) bir hal çaresi var mıdır bunun a dostlar? çok bedbahtım.
0
back to the future
(05.07.09)
klavyelerin tuşları çıkıyor diye biliyorum. bir an önce temizle bence yakında o süt kokmaya başlarsa o kötü olur.
0
prinnfinite
(05.07.09)
@cobongo: evet şekerliydi, bana da servise gidecekmişim gibi geliyor :(
0
🌸back to the future
(05.07.09)
Geçmiş olsun. Benim de başıma gelmişti. Bir türlü düzelmedi. Soluğu serviste aldık.
0
paperclips
(05.07.09)
(10)

Kağıt Sarartmak?

3 atli 7 katli
Sözlükte zamanında bir yerlerde; bildiğimiz A4 kağıda parşömen görünümü vermekle ilgili bişeyler okumuştum, şimdi de lazım oldu ama bulamıyorum; nasıl yapabilirim yani böyle hafiften sararsa yeter,
Sözlükte zamanında bir yerlerde; bildiğimiz A4 kağıda parşömen görünümü vermekle ilgili bişeyler okumuştum, şimdi de lazım oldu ama bulamıyorum; nasıl yapabilirim yani böyle hafiften sararsa yeter,
0
3 atli 7 katli
(22.03.09)
çayın içinde bekletmek. o şekilde demleyebilirsin bile sanırım. sonra saç kurutma makinesi ile kurut, kırılgan olur. kırılgan olur ne yaa? duygusal gibi :)
0
electropie
(22.03.09)
üşengeç bir insansan afiyetle içtiğin bir kaç sallama çay poşetinin suyunu azcık -çok değil!- sıktıktan sonra kağıtların üzerine koy, yat uyu sonra o kadar çaydan uyuyabiliyosan :)sabah kalkınca kurumuş ve sararmış olur, bi de güzel bir doku kazanıyor çayı yiyince. dolgun böyle.
0
back to the future
(22.03.09)
kahve de olabilir.
0
electropie
(22.03.09)
www.things-to-make-and-do.co.uk
şu tutorialın ilk iki basamağı işinize yarayabilir.
0
kobuzchu kiz
(22.03.09)
kahve kokmaz mı?
0
yazar k
(22.03.09)
çakmak tutarak da yapabilirsin. hatta kenarlarını baya baya yakıp böyle dekoratif görüntüler verebilirsin. ben denedim daha önce, işe yarıyor.
0
zipirinsan
(22.03.09)
fırında yapabilirsin
0
audionaut
(23.03.09)
çay, özellikle kaçak çay -zift gibi oluyor, yapmıştım-, ceviz kabuğu, yaprağı vs. güzel renkler veriyor, hoş desenler çıkabiliyor.
ateş tehlikeli, tavsiye etmem. kağıt kenarına şekil vermek için hoş ama kağıdın rengini değiştirmek için boyamak daha makul.
hatta kağıdın bir kısmını bir çeşit, bir kısmını başka bir çeşit boyayarak artizlik de yapabilirsiniz.
0
hicazkar
(23.03.09)
Sanırım yazılı-çizili kağıda uygulamak istemişsin ve kazaya kurban gitmişsin harita konusunda. Bence kağıda ne yazacak ya da çizeceksen önce boş kağıda sarartma işlemini gerçekleştir ve sonra yaz-çiz. böylesi senin için daha makbul olur.
0
trawmatolog
(23.03.09)
Limon sürüp lamba gibi bir kaynak altında ısıya maruz bırakılabilir.
0
skatheist
(23.03.09)
(2)

Tiyatro yarışmasında oynamak için oyun?

back to the future
Sevgili dostlar,az önce kapı çaldı ve komşumuzun 10 yaşlarındaki torunu geldi. Kendisi bana akıl danışmak istiyormuş, ben de koşa koşa size akıl danışmaya geldim:Şimdi bu kızceğiz okullararası bir tiyatro yarışması için arkadaşlarıyla oynayabilecekleri bir komedi oyunu arıyor. 5-6 kişilik olsun, kız
Sevgili dostlar,
az önce kapı çaldı ve komşumuzun 10 yaşlarındaki torunu geldi. Kendisi bana akıl danışmak istiyormuş, ben de koşa koşa size akıl danışmaya geldim:
Şimdi bu kızceğiz okullararası bir tiyatro yarışması için arkadaşlarıyla oynayabilecekleri bir komedi oyunu arıyor. 5-6 kişilik olsun, kız-erkek sayısı farketmez, gerekirse kılık değiştiririz dedi. Tabi o yaşlarda daha kolay oluyor bu işler. Komedi olması şartmış. Veliler de izleyecekmiş bu arada. Tüm bu bilgiler ışığında tavsiye edebileceğiniz oyunlar var mı acaba? Ne çok ağır, ne çok çocuk. Ya da nereden bulunur acep?
0
back to the future
(22.03.09)
egitimhane.com a gir, üye olursun kolayca, orada farklı tekstler var.
0
lovemyself
(22.03.09)
"Egitimhane.Com Sitesi Kapatılmıştır.
Gerekli açıklama daha sonra yapılacaktır."
esrarlı bi havalar, bi gizem..
0
🌸back to the future
(22.03.09)
(3)

Friends izleyebiliceğim internet siteleri

krstshn
friendse bastan baslamak istiyorum düzgün çalısan bir site varmı indirmeden flash video olarak izleyecegimiz ben biraz baktm ve 1 sezon 19a kadar buldum ve izledim ama buldugum sitede sadece bu kadar var.türkce altyazı olup olmaması onemli değil.ama su youko olmasa sevinirim.
friendse bastan baslamak istiyorum düzgün çalısan bir site varmı indirmeden flash video olarak izleyecegimiz ben biraz baktm ve 1 sezon 19a kadar buldum ve izledim ama buldugum sitede sadece bu kadar var.türkce altyazı olup olmaması onemli değil.ama su youko olmasa sevinirim.
0
krstshn
(22.03.09)
www.gloomb.com
burası var, sarmazsa youtube'dan izleyebilirsin hi-def olarak. ama youtube'da 6. sezondan sonrası yoktu en son baktığımda. burda bütün sezonlar var. kalite daha düşük tabi.
0
back to the future
(22.03.09)
sql
(22.03.09)
diziportta problem var gloomb ta youko dan gosteryr malesef
0
🌸krstshn
(23.03.09)
(12)

Nereye, nereye, nereye, gideyim?

back to the future
Merhaba arkadaşlar,23 yaşındayım. İstanbul'da doğup büyüdüm. 7 ay önce de üniversiteden mezun oldum. Daha doğrusu kendimi zor attım oradan. Çünkü 4 sene boyunca fahiş kiralar yüzünden okula yakın bir eve çıkamadım, bu yüzden her okul günü 4 saatimi otobüs, vapur ve tramvaylarda geçiriyordum. Sabah 6
Merhaba arkadaşlar,

23 yaşındayım. İstanbul'da doğup büyüdüm. 7 ay önce de üniversiteden mezun oldum. Daha doğrusu kendimi zor attım oradan. Çünkü 4 sene boyunca fahiş kiralar yüzünden okula yakın bir eve çıkamadım, bu yüzden her okul günü 4 saatimi otobüs, vapur ve tramvaylarda geçiriyordum. Sabah 6'da kalkıp 7'de evden çıkıyordum, akşam 7-8 gibi geri dönüyordum falan, berbat zamanlardı. Her gün yüzlerce yabancıyla sırt sırta, göt göte o hiç açılmayan trafikte gıdım gıdım yol almak, sürekli telaş ve yetişme çabası içinde zamanla yarışmak, beş altı saatlik ders aralarında eve gidememek ve "4 saat"lerin giderek artan yoruculuğu kısa sürede beni hayattan bezdirdi, huysuz ve asabi biri olup çıktım. Okul günlerini bu kadar yorucu geçirdiğim ve yeterince toplu taşıma aracına bindiğim için okul dışındaki günlerde evden dışarı adım atmaz hale geldim. Ama bu dinlenmeme yeterli olmuyordu, kaygı bozukluğu baş gösterdi bir de. Okula gitmek için kalktığım neredeyse her sabah midem bulanıyordu, özellikle uykudan önce deli gibi kalbim atıyordu ve binlerce şey kafama üşüşüp beni uyutmuyordu. Kalp çarpıntım 4. senenin son döneminde o kadar artmıştı ki kendimi ihtiyar gibi hissediyordum ve "Kalbim dayanamayacak buna" diye bilgisayar oyununu yarıda bırakıyordum.

Bu bahsettiğim fiziksel şikayetlerle başvurduğum doktorların hepsi beni doğal olarak nörolojiye yönlendiriyordu. Ama ben sorunun kaynağını bildiğim ve ilaç kullanmak istemediğim için gitmemeyi tercih ettim. Kendi kendimi çocuk gibi telkin ediyordum, "İyi kötü bir an önce bitirmeye bak, ondan sonra seni çok şımartıcam, tüm bu stresin izi bile kalmayacak" diyordum. Son bütünlememden de geçtiğimi öğrendiğim andan beri de bu sözümü tutuyorum ama o kadar kasılmışım ki, tam anlamıyla eski halime dönemedim. Mide bulantılarım kayboldu ama heyecanlandığımda hala çarpıntım oluyor, hatta şu satırları yazarken o dönem tekrar gözümün önünden geçti ve kalbim hızlandı hemen. Bir de çıkıp sinemaya bile gitmek istesem hemen "Yol gidicem" düşüncesi kafamda çakıyor, içimde birşey geri adım atıyor ve ben gitmiyorum. Sırf bu yüzden karşıda oturan bir arkadaşımda geçen ay unuttuğum cep telefonumu, bakın atkı veya eldiven demiyorum, telefonumu, 1 ay sonra alabildim.

Tabi bu sorun yalnızca okulla da alakalı değil. İnsanın bilgisi ve bilinci arttıkça bakış açısı da değişiyor. Bir zamanlar ben de İstanbul hakkında, içinde "yeri başka", "Boğaz", "nereye gidersem gideyim" geçen cümleler kuruyordum ama sokağa çıktığımda yalnızca olumsuz yönleri gözüme çarpıyor artık. İşte hepimiz biliyoruz, çirkin ve güvensiz binalar, pis hava, pis elektrik, pahalı ve düşük kaliteli yaşam, muazzam suç oranı vs.

Durum böyleyken böyle, ben burada daha fazla durunamıyorum. İnsanların iş dışında sosyal bir hayata da sahip olabildiği, yeşil yaşam alanlarına sıklıkla rastlanan, araba sayısının insan sayısından fazla olmadığı, burada sokağa çıkarken cebimde taşıdığım biber gazını yanımda götürmeme gerek olmayan bir yer bulmak istiyorum. Gitmek için cebimden mümkün olan en az paranın çıkmasına bir tek EVS olanak sağlıyor. 2-12 aylığına bir Avrupa şehrinde, haftada 35 saat çalışma karşılığında, barınma, yemek, dil eğitimi ve aylık 200 Euro sağlıyor bu program kısaca. Ben de keyifli bir iş seçip 5-6 ay Kopenhag'da yaşarım diye düşünüyordum, aradığım özelliklere uygundu. Ama çok önceden farketmem gereken bir detayı yeni farkettim: Danimarka'nın kuzey iklimi. Bu çok küçük bir ayrıntı gibi gelebilir ama yukarıda bahsettiğim bu "kendimi iyileştirme" devresinde yaz mevsiminin ve güneşin bana çok iyi geldiğini/geleceğini biliyorum. Bir yandan 2009 yazını kaldırıp çöpe atmak istemiyorum, diğer yandansa başka bir şehir seçebilecek tecrübem yok.

İşte tam burada size danışmak istiyorum.
Başından beri ayrıntılı ruh analizi yaptığımın ve soruyu direkt olarak sormadığımın farkındayım, ama ne istediğimi ve ne istemediğimi anlayın istedim.

Benim tüm bu anlattıklarımdan ve sizin olası tecrübelerinizden yola çıkarak, bana bir akıl verir misiniz? Nerede yaşanır? Nereye gideyim? İnsanın eve tıkılıp kalmak istemeyeceği, dışarıdaki kent hayatının bir parçası olmayı önemseyeceği yer, neresi olabilir?
0
back to the future
(30.01.09)
ayni program daha iliman sehirlerde yok mu? avrupa'nin guney sahillerine git iste ne guzel, adalar da olabilir. ya da uzak yerlere giderim de diyorsan dunyanin ekvatora yakin sehirlerine gidebilirsin. tabi firsat ve para gerekiyor. ya da hic olmadi kendi ulkenin guney sahillerine yerles.
0
ermanen
(30.01.09)
istanbul'un havası suyu sana yaramamış gözüyle bakıyorsun ama sorunun yalnızlık. şehir olarak şu şehre git böyle güzeldir, şöyle yeşildir diyemez kimse. o daha çok her insanın kendine has bakış açısıyla alakalı bir durum. öncelikle şu yalnızlık duygunu tatmin etmen gerekiyor. benim gözlemlediğim yaş büyüdükçe arkadaş edinme daha bir zorlaşıyor. küçükken mahallede gider top oynayanların, ip atlayanların arasına karışıverirsin hemencecik. liseye gelindiğinde patlak veriyor hep sıkıntılar. çocuksu bakış açısı yerini ergenlik hayallerine bırakıyor. üniversitede ise işler iyice çığrından çıkabiliyor. ergenlikte başlayıp üniversitede artık iyice pekişmiş bir sorun diye tahmin ediyorum seninkini. bende kısaca bir tahmin yürüttüm tavsiye kısmına gelecek olursak.senin biraz çevre edinmen gerekiyor. istanbul olur izmir kopenhag olur yer çok önemli değişken değil bence şu aşamada. ama yabancı (dil ve kültür olarak) bir yer de bu duygu durumunun daha da kötüleşmesine sebep olabilir. (ayrıca bu kopenhag ya da kaçıp gitme düşüncelerinin de aile yaşantınla alakası vardır diye tahmin ediyorum.) bir kafede, barda... insanların çok olduğu (ama öyle iğne atsan yere düşmeyecek tarzda bir yer değil tabi), arada muhabbet etme fırsatını yakalayabileceğin bir yerde işe girmen gerekiyor senin. bölümün nedir ne değildir söylememişsin ama bilgisayar mühendisi de olsan önce bir nefes alabilir duruma gelmen gerekiyor. ilerlemenin kademe kademe olması gerek. öyle bir anda cennete giremiyorsun, nirvanaya ulaşamıyorsun işte.

yıllardır içinde bulunduğun ortamdan sıkılma durumun da normal. bir süre yalnızlığının daha da körüklenmiş haliyle yaşayabileceksen ortam (şehir olur, mahalle olur) değişikliği kısa vadede olmasa da orta-uzun vadede ve çok daha mutlu olmanı sağlar.


aslında kendini biraz daha detaylandırırsan daha net şeyler söylenebilir. psikolojik sorunlar yaşıyor gibisin. ayrıca ilaç kullanmamayı seçmen de belki güçlü kişiliğinden kaynaklanıyordur. eğer öyleyse zaten 1-0 öndesin mutlu bir hayat için.
0
emrag
(30.01.09)
@emrag
Daha fazla detaylandırabilirim tabi ama okuyanları düşünüyorum :) İng. Mütercim-tercümanlık mezunuyum. Üniversitedeyken Work&Travel ve Erasmus'a katıldım, adaptasyon sorunu yaşamadığım gibi kendimi çok mutlu, rahat ve özgür hissettiğim dönemlerdi. Gitmenin beni iyileştireceğini varsayarken buradan yola çıkıyorum. EVS'deki iş tanımları da zaten senin önerdiğin gibi sosyal ortamlarda, kafelerde vs. Şehir değiştirerek bir günde mucizevi bir dönüşüm beklemiyorum elbette ama artık bir şeyler yapmam gerek ve burada yapmak istediğim hiçbir şey yok. Çünkü ne yaparsam yapayım (iş bulmak, sevgili bulmak, ayrı eve çıkmaya çalışmak vs.) buraya iyice kök salmama sebep olacak.
0
🌸back to the future
(30.01.09)
danimarka'nın iklimi nasıldır bilemiyorum ama sürekli sonbahar-kış modunda geçiyorsa sıkıntı yaratabilir, zaten karamsar ruh halini iyice berbat edebilir ki gittikten hemen sonra geri dönme gibi bir şansın da yok. bir 6 ay daha bu sefer daha büyük bir kayıp olabilir. ailenle birlikte yaşadığını teyit ettiğimize göre türkiye'de başka şehre gitmene ailen sorun çıkartabilir. hele aynı şehirde başka semt, mahalle olursa daha büyük tantana çıkması işten bile değil. büyük umutlar büyük hayal kırıklıklarını getirir. bu açıdan da baktığımızda yurtdışı seçeneğini bence en sona al. hatta listenden bir süreliğine çıkar.

sondan bir önceki paragrafta söylemek istediğim şey "sevgili edinmeme, sabit iş bulmama"ydı dediğin gibi. bir süre yalnız devam etmen gerekiyor çünkü. bu yüzden yalnızlığının daha da körklenmiş haliyle yaşayabilme durumuna değindim. öncelikle nefes almaya ihtiyacın var.

bir de dikkatimi çeken şu an bulunduğun ortamdan sıkılma olayına çok takıntılı yaklaşıyor olman. bakıyorsun ama görmüyorsun derler ya. belki de bahsettiğin evler birer sanat eseri, yolda karşılaştığın herkese tinerci, kapkaçcı gözüyle bakıyorsun ama belki de onlar bir sanatçı, bir öğretmen, senin benim gibi bir insan. tahminen 15-20 yaş arası yaşadığın olumsuzluklarından kaynaklı bu takıntılar. son bir kaç yılında takıntıların yüzünden yitik geçmiş. üst üste yığılmış sende altında kalmışsın herşeyin. bu takıntılar hayatın boyunca sana yük olabilir. bu yüzden de yurtdışı olayını biraz daha ertele. önce bunları bir atmaya çalış sırtından.

mesela yarın çık dışarı şöyle yalnız başına bir boğazı seyret, bir parka otur. daha sonra bir arkadaşını al yanına onunla git bir şeyler ye, bir kafeye girin oturun, müzik dinleyin. hiç olmadı arkadaşını eve çağır evde oturun, film izleyin, yemek yapın. en önemlisi konuşun. havadan sudan konuşun, ekonomik krizden konuşun, hülya avşar'dan konuşun. yeterki konuş birileriyle. yalnızlığını sadece bir kişiyle de olsa hafifletmeye çalış. bunları sadece bir gün yapma. bir kaç gün, kendini birazcık da olsa daha iyi hissettiğini düşünmeye başlayıncaya kadar yap, yapmaya çalış. eğer o birkaç günün gerçekten güzel geçerse tekrar tavsiyelerde bulunuruz.


özellikle belirtmek istedim. bu tavsiyeleri ahmet, mehmet dedi diye değil kendin istediğin için yapmalısın. sen gene hemen yurtdışına gitmek istiyorsan hiç durma al biletini uç yarın. göç eden kuşlar gibi. pııır pıır. ama bir şeyi yapmadan önce düşünmekte fayda var her zaman.
0
emrag
(30.01.09)
sevgili @back to the future,

nereye gidersen git, kendini de yanında götüreceğin gerçeğini kabulle başlayalım. ama "gitmek" iyidir, bunu da ekleyeyim. seni neyin rahatsız ettiğini spesifik olarak anlamadım ama sıtkının sıyrıldığını ve kalmakla düzelmeyeceğini anladım. buradan (yani oradan) gittiğin anda kendini özgür hissedeceksin bence, onun için nereye gittiğinin çok önemi yok.

yine de neleri sevdiğini bir düşün. hepsini unutmuşsun çünkü. ne yapmak seni mutlu ederdi? hangi müziği severdin? fiziksel aktiveteden hoşlanır mıydın? deniz mi seni sakinleştirirdi, yoksa müzede sanat eserlerini gezmek mi sana iyi gelirdi? belki de barlarda takılmayı severdin.... bunları cevapla (kendine). sonra gideceğin yer hakkında daha sağlıklı karar verebilirsin.

ama illa bişi duymak istiyorsan, san sebastian derim, ispanya'nın kuzeyinde küçük bir balıkçı şehri. güneş, az araba falan demişsin o bağlamda :)
0
no avalon
(30.01.09)
selamlar.

insanlar kendileriyle ilgili doğru kararlar vermeye çalışırken en büyük başarıyı sorunu kabul etmekle sağlarlar.. fakat aynı insanlar en büyük yanlışı da kabul ettikleri sorunlarını tabu yapmakta yaşarlar. Sorunu sahiplenip kabul etmeniz muhteşem. fakat anlıyorum ki, artık sorununuzu kendi kendinize kurtulunmaz olarak düşünmeye başlamışsınız. ilk başta yaptığınız gibi bu sorunuda kabul edin, önce sorunu mu kendim çözemem tabusunu yıkın, ardından sorun tabusunu yıkmaya çalışın.

umarım, istediğinize sahip olursunuz.
0
bore
(30.01.09)
istanbul'da yaşamak zorunda değilsin. eğer gücün yetiyorsa, daha küçük, trafiği olmayan sessiz, sakin, huzurlu bir yere taşınmanı önerebilirim.
0
cilgin fantezilerin adami
(30.01.09)
@avalon
çok teşekkür ederim, aradığım tavsiyeler tam olarak bu yönde. san sebastian'ı araştıracağım.

@bore
sağolun iyi dileğiniz için.

@çılgın fantezilerin adamı
işte oranın adını soruyorum zaten :)
0
🌸back to the future
(30.01.09)
benim ayni durumdaki kardesim kendini tilburg a atti, simdi bazen sikilsa da, genelde memnun..
0
nooneatall
(30.01.09)
kanada'nın güneyi de olabilir belki.vancouver mesela.
gerçi bilmiyorum soğuk mu gelir size, gitmedim de ama kuzey ülkelerinin nispeten ılık bi bölgesi diye biliyorum..
yani hem kuzey'in sakin ve güvenli havasını yaşayıp hem de üşümemeniz olası belki orada..
0
magdalena
(30.01.09)
@nooneatall
ne mutlu kardeşinize, dikkate alıcam önerinizi.

@magdalena
vancouver güzel fikir ama EVS yalnızca AB ülkelerinde geçerli malesef.
0
🌸back to the future
(31.01.09)
eski foça.
0
cilgin fantezilerin adami
(01.02.09)
(2)

joan cusack

back to the future
yıllaaar önce cnbc-e'nin de yayınladığı bi filmde joan cusack bağıra çağıra with or without you'yu söylüyodu. yanlış hatırlamıyosam tabi. neydi bu film?
yıllaaar önce cnbc-e'nin de yayınladığı bi filmde joan cusack bağıra çağıra with or without you'yu söylüyodu. yanlış hatırlamıyosam tabi. neydi bu film?
0
back to the future
(23.12.07)
high fidelity?
0
sindustrial
(23.12.07)
tüm high fidelity entrylerini okudum mamafih kimse bahsetmemiş böyle bi sahneden. ben yine de indiriyorum, herkes çok övmüş çünkü. sahne varsa da bonus olur, teşekkürler :)
0
🌸back to the future
(23.12.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.